RENKLERİMİZ ERKENDEN VE HIZLA SOLUYOR

 

Geçen yıl gibi bu yılda, doğanın renkleri ile hayatın insan renkleri şaşılası bir hızla, o hayata tutkuyu haykıran canlı renklerinden arınarak; belkide bizim buralarda bir tek benim duyabildiğim çığlıklar koyvererek, hüzünlü pastel renklerine bürünüverdi.
Çevresiyle az çok ilgili her gözün fark edebileceği bir hızla ve erkenci dönüşüm olarak isimlendirilebilecek bir şekilde gerçekleşen, hayatın o güzelim canlı renklerden arınma hızı; şu küresel ısınma belasının, günden güne belirgin bir şekilde artış gösterdiği etki gücünden olsa gerek.
Emperyalizmin rahat sömürme yöntemi olarak, her yıl küçük küçük ve günümüzde minyatür devletçiklerden ibaret hale gelen dünyanın yarısından fazlasını sömürdükçe palazlanan ve yıkıcı bencillikle donanarak arsızca saldıran ABD, ısınma belasıyla ilgili önlemler konusunda bildiğini okurken; küresel iklim değişiklikleri yakıcı ve yıkıcı gerçeğini dünyanın her bölgesinde, insanlığa maddi ve manevi ölçülerde yaşatmayı sürdürüyor.
İlgili yada ilgisiz konumda olanlarıyla, bilim adamlarının bilimsel verilere dayanarak açıkladıkları bilgileri, önlem altyapısı olarak anlama ve uygulama konusunda sicili bozuklar ülkesi olan ülkemizde; anlama kapasiteleri siyasal yalanlarla boğazlanmış insan yığınlarının, 2050 yılında tam bir küresel felakete dönüşmesi öngörülen bugünkü gelişmeleri, büyük şokun küçük ön dalgaları olarak anlamaları ve önlem almaları ne kadar mümkün olabilir?
Aşırı ısınma belasını bireysel def etme yöntemi olarak klima taktırmayı gören ve bu yöntemin dünyada milyonlarca insanın uyguladığı yöntem olduğu için, küresel ısınmayı arttırdığının ayrımına varmayan geleneksel insan tipi, yaşanacak olan felaketin etki gücünü arttırmanın dinamiği olabilir ancak.
Bu gerçeğin ayan beyan anlatımının, insanın yaklaşan felakette hem cellat, hem de kurban olduğuyla ilgili olduğunu görmek için çevremize bakmamız yeterlidir.
Günlük hayatta yaygın bir şekilde kullanılan başta cep telefonu olmak üzere birçok araç gerecin, insanlığın deneme yanılma yöntemiyle geliştirdiği, binlerce yıllık deneyim zenginliğinin akıl süzgecinden geçirerek, ortaya koyduğu bilimsel bilginin eseri olduğunu bizde okul öğretiyor öğretmesine de, günlük hayatta egemen olan geçerli ve kof bilgi, o doğru bilgiyi özellikle son yıllarda salya sümüğü ile boğuyor.
Sporun beden gelişiminin olmazsa olmaz koşulu, sanatın ise beyin gelişiminin zengin ve üretken bilgi kaynağı olduğunun çoktan ayrımına varanlar, olup bitene karşı insani bir duruş şekli geliştirmenin asıl dinamik güçleridir her zaman.
Sporu futbol anlayan ve futbolu kendini ifade etmenin yegane aracı olarak gören insan yığınlarından ibaret ülkemizde, sanatın da halk tarafından bilimsel araştırmalara konu olacak bir şekilde ve ailecek tv ekranlarından dizi izlemek olarak anlaşılması, son yıllarda ulusal boyutta yaşanan bir gelişmedir.
Bilimsel bilgi insanın sorunsuz yada az sorunlu bir hayat yaşamasını, daha doğrusu yaşam alanlarında oluşan sorunlara çözüm bulma yetkinliği edinmesini sağlar.
Bilimsel bilgi kitaplarda…
Bilimsel bilgi internette…
Bilimsel bilgi gördüğümüz, duyduğumuz oranda yaşayabildiğimiz hayatta…
Ve sanıldığı gibi elit kesime özel olmayan sanatta mevcut.
Hayatınızın her alanında, hemen elinizin altında mevcut olan bilimsel bilgiyi edinmek, çağımızda insan olmanın gerekliliklerindendir.
Bu gerekliliği yaşamsal olarak görüp anladığınızda, kendi hayatınız ve sevdiklerinizin hayatlarında ortaya çıkan sorunlar için, mutlaka bir geçerli çözümünüz olduğunu göreceksiniz.
Nazmi METİN